“Belediye seçimleri tartışmaları devam ederken iş cinayetleri artarak devam ediyor”
Mart ayında 112, 2014’ün ilk üç ayında en az 276 emekçi yaşamını yitirdi…
Hayatın gerçekleri… İşçi sağlığının bir maliyet olarak görülmesi ve üç otuz paralık önlemlerin alınmayarak kardeşlerimizin ölüme gönderilmesi, sosyal güvenlik sisteminin kapsayıcılığının giderek daraltılması ve bunun bizlere de kanıksandırılmaya çalışılması, emek örgütlerimizin çoğunluğunun işçi sağlığını bir mücadele alanı olarak değil salt bir eğitim sorunu olarak görmesi –ki o da biçimsel olarak- ve ona göre hareket etmesi, siyasal partilerin artık katliam düzeyinde yaşanan iş cinayetlerine eğilip çözüm üretememesi ve emekçilerin kentlerinde ölümlerinin “kader” olduğunu söyleyen siyasal güçlere verilen oyların artması…
Hayat bu gerçeklerin görülerek değiştirilmesi mücadelesini gösterme azmidir… İşçi sağlığı bir maliyet unsuru değildir, korunması gereken bir haktır. İşçi sağlığını korumak için harcanan para isterse üç otuz para değil ne olursa olsun. Çünkü sağlık maliyet hesabı değildir… Kamusal alanın yeniden inşası mücadelesi anlamında sosyal güvenlik sistemini tanımlamamız ve işçi sağlığı mücadelesini vermemiz gerekiyor. Örneğin 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nı esas alarak kapsam veya iş kazası tanımı belirlenemez. Sigortalı, sigortasız tüm işçilerin/çalışanların sağlığını; işyeri içinde veya dışında; çalışırken, işe gelip giderken, barınırken, beslenirken… yani “iş süreçlerinin bütününde” yaşanan işçi sağlığı sorunlarını esas alan bir yaklaşımla sorunu ele almalıyız… İşçi sağlığı eğitimi örgütlenmeye tabi olmalıdır. Yoksa işçi sağlığı mücadelesini sınıf mücadelesinin bir parçası olmaktan çıkarır ve sadece bugün piyasalaştırılan yaklaşımın bir parçası haline getirirsiniz. Örneğin Mersin’de tren altında ezilen 11 metal işçisinin sorunu hepimizin bir sorunudur. Buna karşı mücadele özelleştirmeye, taşeronlaştırmaya karşı bir bütün içinde kamusallığı, güvenceli çalışmayı savunan bir yaklaşımla gerçekleştirilebilir. Böylece iş cinayetlerinde yaşamını yitiren aynı sınıfın bireyleri toplu halde davranma yeteneği kazanabilir…
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi olarak yazılı, görsel, dijital basından takip edebildiğimiz, emek-meslek örgütlerinden gelen bilgiler ve işçiler, işçi yakınlarının bildirimleri ışığında tespit edebildiğimiz kadarıyla Mart ayında en az 112 emekçi yaşamını yitirdi…
İki aydır raporumuzda emekçilere ve özellikle yerel gazeteci, mühendis ve doktor dostlarımıza bir çağrı yapmış ve “şahit olduğunuz, haber aldığınız ve her ay açıkladığımız raporlarda ismini göremediğiniz, eksik bilgi verdiğimiz iş cinayetleriniguvenlicalisma@gmail.com Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir mail adresi vasıtasıyla Meclisimizle paylaşmanızı istiyoruz” demiştik. Dostlarımızın verdiği bilgiler ışığında raporlarımızda güncellemelerimizi yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Buna göre;
2014 Ocak ayında en az 87 emekçi,
2014 Şubat ayında en az 77 emekçi yaşamını yitirdi…
İş cinayetleri en çok inşaat, metal, ticaret/büro/eğitim ve tarım sektörlerinde yaşandı…
- 30 Mart seçim günü tespit edebildiğimiz tek iş cinayetinin yaşandığı inşaat sektöründe ondördü düşme ve altısı ezilme/göçük nedenli olmak üzere 25 işçi can verdi… Sektörde yaşanan iş cinayetleri çocuk, göçmen ve yaşlı emeğini; çalıştırma biçimi olarak mühendisten taşerona uzanan bir yelpazeyi kapsarken coğrafyamızın dört bir yanında yaygınlık gösterdi… Altını çizmemiz gereken bir husus ise inşaatlarda yaşanan işçi ölümlerinin gizlenmesi. Mimarlar Odası’nın 24 Mart’ta yaptığı açıklamaya göre, 17 Şubat’ta hakkında tarihi sit derecesinin kaldırılmasına ilişkin iptal kararı bulunmasına rağmen Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan Başbakanlık Hizmet Binası inşaatında, Kontur Sel Alüminyum isimli taşeron firmada çalışan 27 yaşındaki işçi Savaş Oğuz’un düşerek ölümü kamuoyundan gizlendi…
- Ülkemiz sanayisinin temelini oluşturan sektörlerden olan metalde ise 20 işçi yaşamını yitirdi… Mart ayında sektörde bir işçi katliamı yaşandı. Mersin’in Akdeniz İlçesi’nde bulunan Acar Makina Sanayi Fabrikası işçilerini taşıyan minibüse hemzemin geçitte bariyerlerin zamanında kapatılmaması sonucu Mersin-Adana seferini yapan yolcu treni çarptı. KESK Birleşik Taşımacılık Sendikası ve TMMOB Mersin İKK’nın yaptığı açıklamalarda hemzemin yerine alt-üst geçit yapılmasının daha güvenli olduğunu belirtilirken özelleştirme süreciyle hemzemin geçitte çalıştırılan bekçilerin de hizmet alım yolu ile çalıştırıldığı, demiryolu personeli olmadığı ve bu yüzden işin önemi ve tehlike boyutunun TCDD’nin uyarılmasına rağmen gözardı edildiği belirtildi…
- Ticaret/Büro/Eğitim/Sinema sektöründe ise Mart ayında 18 emekçi yaşamını yitirdi… 19 Mart’ta Kars TÜİK’te çalışan sosyolog Veysi Erim altı çalışanı öldürdükten sonra intihar etti. KESK Büro Emekçileri Sendikası’nın yaptığı açıklamaya göre Veysi Erim, mobbing uygulandığı ve kendisine ırkçı ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle bir süredir psikolojik tedavi görüyor ve tayinini istiyordu…
- Tarım/Orman sektöründe ise biri orman işçisi, ikisi balıkçı ve onikisi çiftçi olmak üzere 15 emekçi yaşamını yitirdi… Nisan ayıyla birlikte mevsimlik tarım göçünün başlayacağı ve yollarda birçok ölümün yaşanacağının altını çizelim…
Yine silikozis yine ölüm…
Ülkemizde kot kumlama yüzünden yakalandıkları silikozis hastalığı sonucu 58.işçi ölümü yaşandı. Bingöl’ün Karlıova İlçesi’ne bağlı Taşlıçay Köyü’nde yaşayan 24 yaşındaki Osman Ceylan 20 Mart’ta can verdi. Osman kardeşimiz Taşlıçay’da bulunan 160 hastadan birisiydi ve köyde yaşamını yitiren 11.silikozis hastasıydı…
Bizler İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi olarak şu ana kadar iş cinayetleri eksenli bir mücadele sürdürüyorduk ve işe bağlı hastalıklar / meslek hastalıkları sorunlarına yeteri kadar eğilemiyorduk. Bu noktada Ankara’da arkadaşlarımız bir adım attı.Ankara Tabip Odası İşyeri Hekimliği Komisyonu çerçevesinde bir “Meslek Hastalıkları Konseyi” oluşturulma çalışması başlatıldı. Konsey her ayın ilk Çarşamba günü saat 18.30’da Ankara Tabip Odası’nda toplanıyor ve meslek hastalıkları tanı sistemini oluşturulmasının mücadelesini başlatıyor…
Çocuk, kadın, göçmen ve yaşlı emeği ölümleri devam ediyor…
- Biri 14 yaş ve altı, ikisi 15-17 yaş aralığında olmak üzere 3 çocuk emekçi can verdi… 13 yaşındaki Resul Yılmaz Adana’nın Seyhan İlçesi’nde tarlaya gübrelemeye giderken traktörün devrilmesi, 15 yaşındaki kır pidecisinde çalışan Hüseyin Demir Ağrı’da bisikletiyle servis yaparken halk otobüsünün çarpması ve 16 yaşındaki Ali Fırat Belder Şanlıurfa’da çalıştığı inşaatın 9.katından düşme sonucu can verdi… Böylece 2014 yılının ilk üç ayında altısı 14 yaş ve altı, yedisi 15-17 yaş aralığında olmak üzere 13 çocuk emekçi can vermiş oldu…
- 8 kadın emekçi can verdi… 60 yaşındaki G.Y. bahçesinde çalışırken kalp krizi, 57 yaşındaki Asiye Dağdalen tarlasına giderken traktörün devrilmesi, 64 yaşındaki Halime Sevim tarlasından dönerken patpatın devrilmesi, 24 yaşındaki sınıf öğretmeni Seda Akal derste geçirdiği kalp krizi, 33 yaşındaki metal işçisi Mine Serten servis kazası, 25 yaşındaki metal işçisi Gamze Buran servis kazası, 31 yaşındaki acil tıp teknisyeni Sema Kurt ambulans devrilmesi ve belediye işçisi Zeynep Bilici trafik kazası sonucu can verdi… Böylece 2014 yılının ilk üç ayında 15 kadın emekçi can vermiş oldu…
- 27 Mart’ta Manisa Emekliler Parkı Yer Altı Otoparkı inşaatında duvarlardan birinde henüz belirlenemeyen bir sebeple toprak kayması sonucu 21 yaşındaki Afgan işçi Salman Muhammad Jawad can verdi… Böylece 2014 yılının ilk üç ayında biri Türkmen, biri Bulgar, biri Afgan, beşi Gürcü ve altısı Suriyeli olmak üzere 14 göçmen emekçi can vermiş oldu…
- Çiftçi; kamu çalışanı; metal, inşaat, taşımacılık, tersane ve belediye işçisi olarak çalışan 51 yaş ve üstünde 25 emekçi can verdi… Yani her can veren 4-5 emekçiden birisi sosyal güvenlik koşulları sağlanmış olsa ya da (kademeli geçişten dolayı) emekli olması gereken, emekli olup yoksulluktan dolayı çalışan işçilerdir. Bu koşullar emekli işçileri güvencesiz çalışma koşullarına itmekte ve güvencesiz işçi havuzunun önemli bir kaynağı haline getirmektedir. Böylece 2014 yılının ilk üç ayında emeklilik çağında olan 51 işçi can vermiş oldu…
İşçi ölümleri en çok Mersin, İstanbul, Kars ve İzmir’de yaşandı…
Mart ayında 12 işçi Mersin’de; 7’şer işçi İstanbul ve Kars’ta; 6 işçi İzmir’de; 5 işçi Kocaeli’nde; 4’er işçi Ankara, Eskişehir, Kırşehir ve Manisa’da; 3’er işçi Bursa, Hatay, Isparta, Konya, Kütahya ve Sakarya’da; 2’şer işçi Adana, Ağrı, Antalya, Diyarbakır, Gaziantep, Kayseri, Muğla, Rize, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Zonguldak; 1’er işçi ölümü ise Adıyaman, Aydın, Balıkesir, Bingöl, Burdur, Çankırı, Çorum, Edirne, Giresun, Karabük, Kırıkkale, Samsun, Şırnak, Tokat, Trabzon, Tunceli ve Irak/Erbil’de yaşandı…
İş Cinayetlerinin Sorumlusu Devlet ve Sermayedir!
Sağlıklı ve Güvenli Çalışmak İstiyoruz!