Home / Genel / ÇAYKUR İŞÇİLERİ RİZE DE 1 MAYIS’I KUTLADI

ÇAYKUR İŞÇİLERİ RİZE DE 1 MAYIS’I KUTLADI

KESK’ e bağlı sendikalar, Türk İş’ e bağlı Tez Kop İş Sendikası ile birlikte organize ettiğimiz Rize 1 Mayısı coşku ile kutlandı. CHP, EMEP, ÖDP VE HDP’ nin destek verdiği mitingde Ümit Taşkıran ezgileriyle horanlar çekildi.IMG_9257

IMG_9260

IMG_9268

IMG_9274

IMG_9284

IMG_9290
SENDİKAMIZ ADINA KONUŞMA YAPAN SEZİN ÇELİ’İN KONUŞMASI;
RİZE 1 MAYIS KONUŞMASI
Merhaba ben …. yıllık Çaykur işçisiyim. Hepinizi sendikam gıda iş adına ve sendikamızın bağlı konfederasyonumuz DİSK adına en içten duygularımla selamlıyorum. Dünyada 125 yıldır, Türkiye topraklarında 110 yıldır işçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanan 1 Mayıs 2009 da emek ve dayanışma günü olarak resmi tatil ilan edildi. Bugün dünyanın ve Türkiye’ nin her köşesinde kutlanan 1 mayısın tarihi 125 yıl önce dünyanın hiç bilmediğimiz başka köşelerinde, hiç tanımadığımız işçilerinin, günde 16 saat çalışan işçilerin çalışma saatleri 8 saate düşürülsün diye başlattıkları bir greve dayanıyor, o zamanda işçiler 8 saat çalışıp insanca yaşamak için mücadele ediyordu,bu uğurda onlarca hatta yüzlerce işçi hayatını kaybetti. İşçiler mücadele ederek birçok haklar kazandılar ama bugün yine haklarımız geriye doğru gidiyor. Yasal çalışma süresi 8 saat ama 8 saat karşılığında aldığımız ücretler insanca yaşamamıza yetmiyor.
Mesailere kalmak zorunda bırakılıyoruz. Bugün burada çok daha kalabalık olabilirdik. Çaykur Genel Müdürlüğü bugün için mesai verdi. Bugün burada olmak isteyen birçok arkadaşımız aldıkları maaşlar yetiyor olsaydı bugün burada olacaktı. Ücretlerimiz açlık sınırında. Biliyoruz ki bu yalnız Çaykur işçisi için geçerli değil Türkiye’ deki bütün işçiler hemen hemen aynı durumda . İşçilerin büyük çoğunluğu asgari ücretle çalıştırılıyor açlık sınırının 1350 lira olduğunu söyleyenler de kendileri, al bu 950 lira asgari ücretle nasıl yaşarsan yaşa diyenler de kendileri. Dört kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için asgari ücretin en az 1800 lira olması lazım. Aslında daha fazla olması lazım ama bizleri yönetenler, işçilere 1800 lira verirsek ülke batar, kaynak yok diyorlar. Memlekette patronlara gelince, bakanlara gelince, saraylara gelince kaynak var ama işçiye gelince kaynak yok. Ekonomimiz şu kadar büyüdü diyorlar, büyük Türkiye diyorlar ama sadece patronlar büyüyorlar bizim ücretlerimiz küçülüyor, haklarımız kayboluyor, işsizlik artıyor. Çaykur’ da 3500 işçi alımı için 26 bin kişi başvurmuş. Çoğumuz mevsimlik işçi olmamıza rağmen kendimizi şanslı görüyoruz. Çocuklarımız işsiz. Üniversiteyi bitirseler de iş bulamıyorlar, çocuklarımızın geleceğinden kaygılıyız.
Gözbebeğimiz Çaykur’ daki işçi sayısı 8 binlere kadar düştü ve işçi alınmıyor; Alınacak olan işçilerin büyük çoğunluğu yükleme boşaltma işlerinde çalıştırılacağı söyleniyor yani imalata işçi alımı yok fabrikada 4 kişinin yapması gereken işi 1 kişi yapıyor. Daha önce bir alım yerinde 3 kişi çalışırken şimdi 1 kişi 3 alım yerine bakıyor. Sonrada çayın kalitesi düştü, kurum zarar ediyor diyorlar. Çaykur’ umuzu özelleştirmek için bahaneler üretiyorlar çay bizim her şeyimiz, Çaykur bizim gözbebeğimiz, Çaykur’ u asla sattırmayacağız. Çaykur bizimdir, bizim kalacak.
Çaykur’ a ancak birleşerek sahip çıkabiliriz. İşimize, aşımıza, çocuklarımızın geleceğine ancak birleşerek sahip çıkabiliriz. Ama bizleri ayrıştırıyorlar, kutuplaştırıyorlar. Birleşmemizi istemiyorlar. 1 Mayıs işçilerin emekçilerin birlik beraberlik günü ama bakın burada kaç kişiyiz. Çay üreticilerinin de dağ gibi sorunları var. Çay fiyatları çok düşük, yıllardır destekleme primlerine bir kuruş zam yapılmadı. Kota, kontenjan gibi uygulamalarla çayımızı yarı fiyatına özel sektöre vermek zorunda kalıyoruz. Bugün burada çay üreticileri de olmalıydı. Onları temsil eden kurumlar, odalar burada olmalıydı. Onlar dışında diğer sendikalar burada olmalıydı. Kendine sendikacıyım, ilericiyim diyen kurumlar burada olmalıydı.
Merkezi kutlamalarla, başka şehirlere temsilci düzeyinde katılmak işçileri birleştirmeye değil bölmeye hizmet eder. İşçilerin birliği isteniyorsa herkes kendi şehrinde birleşmeli. Sesimiz ancak böyle daha güçlü çıkar. Ama maalesef her sendika gerçekten sendika gibi davranmıyor. İşçileri birleştirmek yerine bölmeye, baskı yapmaya çalışıyor. İşçiler sesini çıkarmasın ne verirsek razı olsun diye bakıyor.
Bakın Bursa da Renault işçileri Tofaş işçileri, metal işkolunda çalışan işçiler, kendilerine söz hakkı tanımayan, işçilerine sormadan 3 yıllık çok kötü bir sözleşme yapan sendikalarına karşı ayağa kalkmış durumdalar. Her gün iş bırakıp eylemler yapıyorlar. Buradan onlara selam göndermek istiyorum. Selam olsun hakkını arayan işçilere, selam olsun metal işçilerine.
İşçiler sustukça haklarını kaybediyorlar. 3 ay önce greve çıkan metal işçilerinin grevi yasaklanmıştı. Ondan önce cam işçilerinin grevi yasaklanmıştı. Yani bunlar işçiye hak aramayı yasaklıyorlar. Hak aramak yasaklanır mı? İleri demokrasi bu mu? Köle miyiz biz? Köle olmayı kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.
Daha dün Soma da Ermenek de kaybettiğimiz madenci kardeşlerimizin acısını hala yaşıyoruz. Özelleştirilen, Taşerona verilen işlerde işçilerin hayatı patronların insafına bırakılmıştır. İşçinin hayatı, işçilerin sağlığı bu kadar ucuz mu? Denetim yapılıyor diyorlar, üç kuruş para cezası kesip gidiyorlar. O kadar işçi hayatını kaybetti . her sene binin üzerinde işçi hayatını kaybediyor ama ceza alan bir tane bile patron yok. Bazı sendikalar bile sadece başsağlığı dileyip geçiştiriyor. Bu cinayettir, iş kazası değil. Taşeron sistemi kölelik sistemidir ve yasaklanmalıdır.
Son olarak kıdem tazminatı konusu var arkadaşlar. Bir gün bile çalışan kıdem tazminatına hak kazanacak, paralar fonda birikecek işçinin eline toplu para geçecek diyerek allayıp pulluyorlar. Seçimlerden sonra ilk iş bu yasa çıkacak diyorlar. Biraz araştırınca görüyoruz ki aslında kıdem tazminatı hakkımız hiç edilecek. Sene başına bir ay üzerinden hesaplanan tazminatlar 15 gün üzerinden hesaplanacak. Yani yarı yarıya düşecek. Fonda birikecek dedikleri parayı on seneyi tamamlamadan kimse alamayacak. İşsizlik fonu için de çok güzel şeyler söylemişlerdi ama gördük ki bizden kestikleri paraları patronlara teşvik adı altında peşkeş çektiler. Kıdem tazminatı hakkımıza dokundurtmayacağız. Bütün haklarımızı aldınız ama bunu alamayacaksınız.
Bir ay sonra seçimler var. Herkes sandığa gittiğinde elini vicdanına koysun ve ona göre oy versin. Bana açlık sınırında yaşamayı reva görenlere, kıdem tazminatıma el uzatmak isteyenlere verecek oyum yok. Yine söylüyorum bizleri kurtaracak olan tek şey birliğimiz. Birleşmeliyiz, örgütlenmeliyiz. Haklarımıza sahip çıkmalıyız.
Başta Gıda İş Sendikamıza üye oldukları için tazminatsız bir şekilde işten atılan ve 73 gündür Direnişte olan, Koç holdinge bağlı Divan işçileri olmak üzere, Nestle de direnişte olan işçilere, metal işçilerine, haklarını arayan, direnen bütün işçilere Rize’ den, Çaykur işçilerinden bin selam olsun. Türkiye de ve Dünyanın her köşesinde bugün sokaklara çıkan ve hatta çıkamayan bütün işçi sınıfımıza bin selam olsun.
Yaşasın işçilerin birliği, Yaşasın 1 Mayıs

Hakkında admin

Check Also

18 ARALIK DÜNYA GÖÇMENLER GÜNÜ: SAVAŞSIZ BİR DÜNYA, GÖÇMENLERE ACİL SOSYAL KORUMA!

Bugün 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü. Savaşların yarattığı kitlesel göçler sonucunda milyonlarca insan ülkelerinden göç …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir