Ülker Çikolata Sanayi Av. Mustafa Özgün, BirGün gazetesinin 29 Ekim 2014 tarihli nüshasında “Yedi Ülker işçisi fabrikanın önünde” başlığıyla yayımlanan haberin gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle bir açıklama yapmış. Açıklaması yine aynı gazetede yer almıştı. Açıklamada, yıllardan beri sendikalı işçi çalıştıran, işçi-işveren barışına inanan, emeğe saygı duyan şirket olduklarını belirttikten sonra, üyelerimizin işten atılmasını, “işyerinde doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar sergilenmesi, çalışma arkadaşlarıyla amirlerine karşı olumsuz tutum ve davranışlarda bulunulması, çalışma kurallarına uymama, izinsiz işe gelmeme, mesai saatlerinde uyuma” gibi gerekçelerden dolayı, iş kanunu 25/II maddesine bağlamıştır. Özgün avukat açılamasında, işten atmaların sendikal faaliyetle ilişkilendirilmesinin gerçek dışı olduğunu ve haberin neden bu şekilde verildiğinin anlaşılamadığını belirtmiştir.
Öncelikle, Ülker gibi bir ‘dünya devi’ ni temsil eden Av. Mustafa Özgün, ya gerçeği bilmiyor, yada olup bitenden bihaber. Gelişmeleri anlamayacak kadar saf olması mümkün değildir. Anlaşılan, Ülker işçilerinin ve kamuoyunun aklıyla alay edecek kadar patronuna bağlıdır. Bugün fabrika önünde işlerine geri dönme talebiyle direnen arkadaşlarımız, sendikamıza üye oldukları ve idareye dayanışma aidatı dilekçelerini verdikleri gün, aynı anda işlerine son verilmiştir. Birkaç ay öncesine kadar her biri fabrikada örnek gösterilen, operasyonel mükemmellik biriminde yer alan ve performanslarından dolayı ödül alan işçilerimiz fabrikada işçiler tarafından da sevilen, sayılan 6-21 yıllık işçilerdir. Bahsettiğiniz ‘suç’ları hepsi aynı gün ve aynı saatte mi işlemiştir? Saydığınız nedenlerden dolayı haklarında bugüne kadar herhangi bir tutanak tutulmuş mudur? Fabrikada ‘ Mesai saatlerinde uyuma’nın gerçekten koşulları var mıdır? Bu soruları çoğaltabiliriz ama bu abesle iştigal olur. Ayrıca ‘izinsiz işe gelmeme’ dışındaki gerekçelerinizin hiçbiri, iş kanunu 25/II maddesinde tanımlanmamaktadır. Muhtemelen ‘izinsiz işe gelmeme’ derken, yıllık iznini kullandığı sırada işine son verdiğiniz üyemizi kastediyorsunuz. Daha sonra sendikamıza üye olan ancak direnişin güçlenmemesi adına işine son vermediğiniz üyelerimizin dayanışma dilekçelerini almamanız artniyet değilse nedir. Bir ‘dünya devi’ ancak bu kadar küçülebilir. Ve içerdeki üyelerimize, dışarıdakiler gittiği anda sizide atacağız diyerek üyelerimizi tehdit etmeye devam eden anlayıştan başka ne beklenebilir.
Yıllardır sendikalı işçi çalıştırdığınızı ve emeğe saygılı olduğunuzu söylüyorsunuz. Tam 40 yıl önce işçilerin sendikalı çalışmayı (Disk/Gıda İş) işyerine sokmak için bir buçuk sene nasıl direndiğini, direnişi kırmak için fabrikaya panzerleri nasıl soktuğunuzu, yaralanan işçileri unutmuş olamazsınız. Yıllardır sendikayla (Öz Gıda İş) birlikte işçileri kölece çalıştırdığınız doğrudur. 20 yıllık işçinizin asgari ücret düzeyinde maaş alması, zorunlu fazla mesailer, hukuk dışı fazla mesailer, taşeron çalıştırmanız..vs. emeğe ne kadar saygılı olduğunuzun göstergeleri. Mevcut sendikanızla çok barışık olabilirsiniz, bu işçi-işveren barışı değildir. Biz diyoruz ki İş, Ekmek yoksa, barışta yok. Ülker’ de atılan işçiler, işlerine geri dönene kadar mücadele etmeye ve direnmeye kararlıyız. Sonunda işçiler kazanacak.
DİSK/GIDA İŞ ÖRGÜTLENME UZMANI
ERGİN AY
![](https://www.gidais.com/wp-content/uploads/2014/11/IMG_20141028_103146.jpg)