Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, koronavirüse karşı işyerlerinde alınması gereken önlemlere dair açıklama yapıyor
DİSK-Gıda İş paylaştı: 22 Mart 2020 Pazar
İşçi kardeşlerim;
Öncelikle, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşların ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Hastalara da acil şifalar dilerim. Hep birlikte aşacağız bugünleri.
Başta sağlık çalışanları, sağlık emekçileri olmak üzere, gece demeden, gündüz demeden koronavirüse karşı özveriyle, fedakarlıkla mücadele eden emekçi kardeşlerimize saygılarımı iletmek istiyorum. Ayrıca gıda fabrikalarında halkın ihtiyaçları için üretim yapan işçi kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Günlerdir koronavirüse karşı sendikalar, sağlık örgütleri, meslek örgütleri olarak tüm yurtta nasıl önlem alınacağını, hangi tedbirlerin alınması gerektiğini konuşuyoruz. Ve alınması gereken önlemlere, hızla yaklaşan tehlikeye dikkat çekiyoruz. İktidar çağrılarımıza yanıt vermediği gibi, kornovirüse karşı tedbirleri açıkladığı ilk geniş toplantıda bu ülkenin saygın sağlık kuruluşu olan TTB ve mücadele örgütleri konfederasyonumuz DİSK, KESK, TMMOB, TEB’i (Türk Eczacılar Birliği) böylesi ulusal bir meselede, kritik insan hayatının ilgilendiren bir meselede toplantıya çağırmayarak ayrımcı politikalarını sürdürmüştür.
Toplantıda Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamada koronavirüse karşı alınacak tedbirler sıralandı. Sıralanan tedbirler arasında işçi ve emekçilerin talebini karşılayacak tek bir madde bile yoktu. Okullar tatil edildi, evden çıkmayın çağrıları yapılıyor, fakat işçiler fabrikalarda iç içe çalışıyor, aynı servislerde işe gidiyor, aynı ortamlarda çalışmak zorunda kalıyorlar. Kapitalistler yaşanan ekonomik krizi nasıl fırsata çevirdiyse, koronavirüs sürecini fırsata çevirmek istiyorlar. Fabrikalardan gelen bilgilere bakılarsa, patronlar koronavirüs konusunda işyerlerinde gerekli tedbirleri almadığı gibi, işten atmalar, ücretsiz izinler, esnek ve kuralsız çalışma gibi uygulamalara başladı.
Cumhurbaşkanı açıklamış olduğu “ekonomik istikrar kalkanı” paketinin patronlar için çıkarıldığı açıklamanın ortasında anlaşıldı. Cumurbaşkanının TOBB başkanı Hisarcıklıoğlu’na neşen yerinde demesi her şeyi açık olarak anlatıyor. Patronların vergileri, sigorta primleri, borçları, KDV ödemeleri 3 aydan az olmamak üzere ertelendi. Garanti sigorta fonu 25 milyar TL’den 50 milyar TL’ye çıkarıldı. Zora düşen tüm işletmeler buradan payını alacak. Ayrıca 100 milyar TL tutarında yeni bir paketle patronlara kaynak aktarılacağı söylendi. Yetmedi işsizlik sigorta fonundan patronlar kısa çalışma ödeneği alacaklar. Paketteki tüm önlemler kapitalistler için, yani patronlar için alınmış oldu.
Borcu olan milyonlarca işçi ve işsizler için önlem yok. Elektiriği, suyu, gazı kesik, kirasının ödeyemeyen halk kesimleri için alınan önlem yok. Olmadığı gibi fatura yine işçi ve emekçilerin sırtına yükleniliyor.
İşçilere ise paketten, telafi çalışması iki aydan dört aya çıkarıldı. Esnek ve uzaktan çalışma yaygınlaştırılacağı söylendi. İşsizlik sigortası fonundan kısa çalışma ödeneğinin patronlardan yana yeniden düzenleneceği ifade edildi ve asgari ücret destek priminin devamına karar verildi.
Paketin adı bile her şeyi anlatmaya yetiyor, “ekonomik istikrar kalkanı.” Burada işçilerin sağlığı yok, halkın sağlığı yok, çalışma yaşamıyla ilgili güvence yok. Patronlar için ekonomik istikrar kalkanın değil, işçilerin, emekçilerin ve halkın sağlığı için kalkan oluşturulmalıdır.
İktidar tarafından açıklanan pakette esnek, telafi çalışmaları gibi tüm kurallar geri alınmalıdır. 100 milyarlık kaynak işçi ve emekçilerin, halkın acil ihtiyaçları için harcanmalıdır. Kapitalist şirketlere değil, halka, sağlığa, gıdaya ve insanca yaşamaya kaynak ayrılmalıdır.
İşçi kardeşlerim; bugün yaşadığımız sorunlar sermayeye karşı örgütsüz olduğumuzdan kaynaklanmaktadır. Örgütlü olsak, güçlü olsak iktidar patronlar için değil bizim için önlem almak zorunda kalır. Buradan bir kez daha tüm işçilere çağrımız, hem sermayeye karşı, hem koronavirüse karşı, iktidarın uygulamalarına karşı örgütlü olmak şart!
İşçi kardeşlerim; Şimdi alınması gereken önlemlere ve yapmamız gerekenlere bir kez daha değineceğim.
Ekonomik istikrar kalkanı yerine, işçi ve emekçilerin sağlığını, yaşamlarını güvence altına alacak kalkan oluşturulmalıdır.
1- İşten atmalar ve ücretsiz izinler yasaklanmalıdır.
2- Zorunlu işletmeler dışında ikinci bir süreye kadar tüm işletmeler kapatılmalı ve işçiler ücretli izinli sayılmalıdır.
3- Zorunlu çalışan işyerlerinde düzenli hekim kontrolleri yapacak tedbirler alınmalı, tüm işçiler işe girerken sağlık kontrollerinden geçirilmeli, günlük ateş ölçer cihazlarla kontroller yapılmalı.
4- Zorunlu çalışan işyerlerinde her iki saatte bir işçiler 20 dakika havalandırmaya çıkarılmalı, yemek saatleri uzatılmalı, çalışma saatleri 35 saate düşürülmeli. Bantlar arasında en az bir metrelik sosyal mesafe sağlanmalı.
5- Zorunlu çalışılan işyerlerinde çok zorunlu olmadıkça, gece vardiyaları kaldırılmalı, haftalık izin süreleri iki güne çıkarılmalı, kadınlar gece vardiyasında çalıştırılmamalı. Regl dönemlerinde kadın işçiler izinli sayılmalı.
6- Risk gurubunda bulunanlar, çocukları 12 yaşından küçük olanlar, kamu ve özel ayrımı yapılmadan ücretli izine çıkarılmalı.
7- İşyerlerinde sağlıklı beslenme için hijyenik koşullarda, bağışıklık sistemini güçlendirici gıdalar verilmeli.
8- Tüm işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği komiteleri oluşturulmalı, sendikalara ve sağlık örgütlerine denetleme yetkisi verilmeli. İşyerlerinde koronavirüse karşı nasıl önlem alınacağına dair, eğitim yapılmalı.
9- İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin bir parçası olarak işyerlerinde yemekhane, giyinme odaları, servisler, duş ve tuvaletlerin hijyeni sağlanmalı ve dezenfekte yapılmalı.
10- Bütün çalışanlara yeter sayıda eldiven ve maske temin edilmeli, dezenfektan ürünleri işçilere ücretsiz dağıtılmalı.
11- İş kıyafetleri yenilenmeli, her türlü koruyucu malzeme işverenlerce temin edilmeli.
12- Havalandırma sitemleri çalışır vaziyete getirilmeli, olmayan işletmelerde havalandırma sistemleri kurulmalı.
13- Tüm sağlık kuruluşlarında ücretsiz sağlık hizmeti verilmeli.
14- İşsizlik sigortası fonundan yararlanma hiçbir şarta bağlanmaksızın uygulanmalı.
15- İşçi ve emekçilerin elektrik, su ve gaz borçları af edilmeli, kapalı olan tüm sayaçlar kullanıma açılmalı. Yoksulluk sınırının altında yaşayanlara en temel orandaki su, gaz ve elektrik ücretsiz verilmeli.
Koronavirüse karşı temiz ve güvenli gıdaya ulaşmak da önemli. Halka açık olan Fırınlarda, pazarlarda gıda satışının olduğu her yerde önlemler ayrıca alınmalı.
1- Fırınlar, kasaplar, pazar yerleri açık-kapalı gıda satışı olan yerlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri çerçevesinde koruyucu kıyafet, eldiven, maske kullanılmalı. Hijyen koşulları en üst seviyeye çıkarılmalı. İşyerleri ve tüketiciler kurallara uymalı.
2- Gıda satışı yapan çalışan tüm işçilere koronavirüs testi öncelikli olmak üzere genel sağlık kontrolleri yapılmalı.
3- Gıda satışı yapan işletmelerde uzun ve yorucu çalışma saatleri kaldırılmalı, çalışmada vardiyalı sisteme geçilmeli.
4- Gıda alışverişlerine giden vatandaşlarımızın sosyal mesafeyi koruması hem gıda satışı yapan çalışanlar hem de vatandaşların kendi sağlığı için elzemdir.
Kıymetli işçi kardeşlerim, hiçbir şey sağlığımızdan daha önemli olamaz. Koronavirüs tüm ülkenin sağlığını tehdit etmekte. Daha büyük acılar yaşamadan, tedbirleri almak zorundayız. Patronlar tarafından hayatımızı ve halkın sağlığını tehlikeye atacak hiçbir girişime izin vermemeliyiz. İş yapmaya zorlandığımız işyerlerinde cevabı iş bırakarak vermeliyiz. Halkın sağlığı ve ülkenin geleceği işçilerin ellerindedir.
Seyit Aslan
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Gıda Sanayi İşçileri Sendikası Genel Başkanı