TERÖR EYLEMLERİNİ LANETLİYORUZ, SAVAŞ POLİTİKALARINA SON!

Sivil halkımıza yönelen Ankara patlamasını lanetliyoruz. Hayatını kaybeden insanlarımızın ailelerine baş sağlığı, yaralılara acil şifalar ve Türkiye halkına ise sabır diliyoruz. Halkımıza yönelik bu terör eylemini kınıyoruz. Yapılan saldırılar demokrasi ve barış mücadelesini engelleyemeyecektir. Ülkemizi Ortadoğu’da savaş bataklığına sürükleyenler, yeni Osmanlıcılık hayalleri peşinde koşanlar yaşanan katliamın sorumlusudur. Sıkı güvenlik politikalarıyla bu sorunların çözülmeyeceği bir kez daha görülmüştür. Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve eşitlik olduğu koşullarda bu yaşananlar son bulacaktır.
Savaş politikaları devam ettiği koşullarda patlamaların bir daha yaşanmayacağından da emin değiliz. Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç, 10 Ekim Ankara, Sultanahmet, 17 Şubat Ankara, 13 Mart Ankara… Patlamaları birbirinden ayırmak için artık şehirlerin yanına tarih yazar durumdayız. Ülkemiz işçileri, emekçi halkı kendini güvende hissetmemektedir. Otobüse, metroya binerken veya sokağa çıkarken can güvenliğimizden tedirgin bir şekilde hareket ediyoruz. Bu karanlık ve mutsuz günlere sebep olan, bizleri bu patlama, terörist saldırı ve çatışmaların ortasına sürükleyen; tekelci sermayenin çıkarları doğrultusunda içeride, dışarıda savaş politikalarını hayata geçiren Erdoğan-AKP hükümeti politikalarıdır. İstihbaratı daha önce yabancı bir elçilik tarafından verilmesine rağmen, patlamanın engellenmemesinde sorumluluğu olan yetkililer ve hükümet derhal istifa etmelidir. Ülkemiz Ortadoğu’da sürdürülen emperyalist paylaşım savaşına ve ateş çemberinin içine itilmektedir. Emekçi halkların birbirini boğazlamasına sebep olacak bu kirli politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Savaş politikaları, Türkiye işçi sınıfının acımasızca sömürülmesine sebep olmakta ve sermayeye karşı mücadelede işçilerin birliğine engel olmaktadır. Suriye başta olmak üzere bölge ülkelerinin iç işlerine saygı temelinde bir dış politika hayata geçirilmelidir, içeride de Kürt sorununun eşit haklar temelinde demokratik bir çözüme kavuşturulması için gerekli adımlar derhal atılmalıdır.
Patronlara dikensiz gül bahçesi yaratmak için emeğe dönük saldırıların bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde, ülkemiz bir kaosun içine itilerek Türkiye işçi sınıfının kazanılmış bütün haklarına göz dikilmektedir. Kıdem tazminatlarımızın fon adı altında gaspından taşeron düzenine, esnek-güvencesiz çalışmadan kiralık işçiliğe kadar emekçileri köleleştirme stratejilerinin hayata geçirilmeye çalışıldığı bir dönemde iş, ekmek ve özgürlük mücadelesi için sendikamız bütün işçileri barış ve kardeşliğin tarafına çağırmaktadır. İnsanca yaşamak ve insanca çalışmak için savaş politikalarına derhal son verilsin, içeride barış dışarıda barış hemen şimdi!

TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL MERKEZİ